BİZ

ÇAĞIN ÖZBİLGİ
caginozbilgi@gmail.com

“Dünya… Bu çöl; şafağın sonsuz çaresizliği içinde, uçsuz
bucaksız ve suya batmış gibi görünüyordu.”

Bu böylesi tutsaklık, böylesi savaş
Bu böylesi oynanan oyun, böylesi satranç
Kalbimi kan yağan bir sipere benzetiyorum
Annemi bana, babamı bana
ve
sevgilimi de

Her şey uzun uzundu kısaldı
Aklım teyellendi sırtıma, vuruldum
Kayıtsızlık, belirsizlik, işsizlik, gizem
deh!

Kırık nallarla topallaya topallaya
Koştuğum cepheyle bir
Dürüldü aforizmaların defteri
Ateşledim dudaklarımı çarşafı yırtık
sigarayla
Ölenler içinde ben ne sayılırım?
Bukefalos?

Usturaya tükürülmüş ölü deri, körelme
Kör devriyelerin raporlarında torpil
Hangi sathın çivilendiğidir haritalarda
Olmayan safhaların bombalandığı yerler
Kimiz ve kimin için ölüyoruz bu
denge-
sizlikte?

Siz kimsiniz? önemi yok
Nasıl olsa, uydurulmuş sınırları ortadan
kalkınca dünyanın
Herkes aynı dili konuşacak

Bakın, mümkünse, uzayın derinliklerine
Günlerin
cephe gerisinde kumanya dağıtılmaz
Sofra hep kuruludur, şarap hep vardır
Kumandanıza basınca patlayacaktır yine
Cepheye sürülen emekçilerin gövdeleri

Siper turistleri!
Her ne kadar inkâr etseler de
Dikkate alınmayan insanlar çizer
dünyanın
sınırlarını

İşte değişimi başlatacak itici güç!
İşte itibarı olmayan insanlar

dünyanın sahipleri: onlar

“Kocaman, şekilsiz ve kımıldamayan bir kitle… Yani biz!..”

Siper turistleri! Kendilerini kandırmayı bıraksın

Vardır var olanın varlığını ispat hakkı

Vardır var olanın varlığına üzülen
Vardır var olanın varlığına sevinen

Vardır var olanın yıkacağı bir düzen
Vardır var olanın kuracağı bir düzen

:

Hareket hâlinde bir kitle… yani BİZ!