Tuna Dergi
Kafamda yankılanırken binlerce ses Kafamda yankılanırken binlerce ses
DİLARA F. AMET dilarafaizeamet@gmail.com ‘Kalk, kalk!’ diyordu biri. Duyuyordum. Sol yanağım yanıyordu. Adamın vurduğu yanağımdı bu. Her şeye rağmen bir şeyler hissetmek güzel hala.... Kafamda yankılanırken binlerce ses

DİLARA F. AMET
dilarafaizeamet@gmail.com

‘Kalk, kalk!’ diyordu biri. Duyuyordum. Sol yanağım yanıyordu. Adamın vurduğu yanağımdı bu. Her şeye rağmen bir şeyler hissetmek güzel hala.
‘Kalk, kalk!’ diyordu biri tekrar. Kalkabilecekmişim gibi sanki. Yeni bir günü sırtlayabilecekmiş gibi. Kim cüret edebilirdi ki beni buna mecbur etmeye.
Duvarları soyulan rutubet kokulu odam bir barınaktan çok bir sığınaktı. Buradan kalkıp nereye gidebilirdik. Gıcırdayan bir yataktan fazla neyimiz vardı. Camsız odalar kadar insan halinden anlayan kaç şey sayabilirdik. Tavana dikip gözlerimizi öylesine, günlerin geçip gitmesini beklemekten daha kıymetli ne olabilirdi.
Gün ışığı olmayınca zaman dâhil her şey ne kadar göreceli? ‘Kalk, kalk!’ diye yankılanıyordu tekrar. Hala yanıyordu yanağım buz kesen eklemlerime inat. Zaten kalkan ellere hep sol yanağımı çevirirdim. Bu özezerlik bana kimden miras?
Sığdırabildiğim kadar acı sığdırıyorum yorganımın altına. Bu bile gücümden çalıyor. Sonra kafama kadar çekiyorum ve kımıldamadan boğulmayı bekliyorum. Daha kolay bir kaçış yok muydu bu labirentten? Sağ yanağımın suçu neydi de hep mahzundu hep şefkatten yoksun?
‘Kalk, kalk!’ diye çınlıyordu. Kim kalkıp kuşanabilirdi zırhlarını? Kim örtebilirdi yara izlerini? Tekrar tekrar kanatmaya değer miydi dizlerimizi, kendi saçımızı kendimiz okşarken?
Bir basamak aşağı bir basamak yukarı ne yazardı? Yuvarlanabilirdik oysa bu merdivenlerden. Kalkıp atsak kendimizi buradan ve saysak sonra morluklarımızı kaça çıkarız? En çok ben yara aldım diye övünebilir miydik?
Anlamını yitiren şeylerin günahı hep benim boynuma. Oysa bir gram anlam sığmadı bu yataklara. Tutulamayacak kadar küçüktü ellerim sonra tutulmayacak kadar çamur. Ben de sol yanağımı çevirdim bekliyorum. Bu mezbahada acı çekmek bana mahsus. Kelimeler dahi kesik oldu dilime. Sustukça yüzsüzlük sandılar. Kafamda ‘Kalk, kalk!’ diye yankılanırken binlerce ses.

Henüz yorum yapılmamış.

İlk yorumu siz yapın.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir