


Merhaba Sevgili Tuna Dergisi okuyucuları,
Dergimizin bu sayısında satranç tarihini özetleyerek sizlere tanıtmaya çalışacağım.
Satranç oyununun geçmişinin MÖ 1500’li yıllara kadar dayandığı düşünülmektedir. Tam olarak ise 600’lü yıllardan önce Hindistan’da doğduğu kabul edilmektedir. Aslında bu oyun, günümüz satranç oyunundan biraz farklı olan “chaturanga” isimli bir oyun olduğu bilinmektedir. Oyun, bu tarihten sonra İran’a (600’lü yılların ortalarında) ve oradan Arabistan’a yayılmıştır. Endülüs Emevileri sayesinde ise (700’lü yıllar) İspanya üzerinden Avrupa’ya geçmiş ve oynanmaya başlanmıştır.
O dönemlerde oynanan oyunun kuralları, ülkelere ve bölgelere göre farklılık gösterebiliyormuş ve taşların hareketleri günümüz satrancından oldukça farklıymış. (Tam olarak kuralların bugünkü haline dönüşmesi ise 19. yüzyıla kadar sürmüştür.)
Doğu menşeili olan bu oyun Ortaçağ Avrupası’nda kuşkuyla karşılanmıştır. Oyundaki taşlar, o dönemin ülke yönetim şekillerinin, dinin ve kültürel yapıların da etkisiyle değiştirilmiş ve buna göre simgelenmiştir. (Şah = Kral (King), Vezir= Kraliçe (Queen), Fil = Din adamı (Bishop), At= Şövalye (Knight) …gibi)
Bilinen ilk basılı satranç kitabı İspanyol satranççı Lucena (1497) tarafından yazılmış ve kitapta satrancın kuralları açıklanmıştır. Takiben, Ruy López de Segura, 1561 tarihinde değişen kuralları da içeren satranç kitabını yazmıştır.
Oyun yaygınlaştıkça kurallar netleşmeye başlamıştır. 1749’da Philidor, 1800‘lü yıllarda Jacob Sarratt, George Walker ve özellikle İngiliz satranççı Staunton’un 1847, 1854, 1860 yıllarında yayınladığı kurallar, turnuva kurallarının belirginleşmesini sağlamıştır. Süreç, Dünya Satranç Federasyonunun kuruluşu ile netleşmiş ve düzene girmiştir. Kurallar kitapçığı çağın gereklerine göre zaman zaman hala güncellenmektedir.
(Dünya Satranç Federasyonu, tüm ülkelerin satranç federasyonlarını birbirine bağlayan ve uluslararası satranç turnuvalarının kurallarını belirleyen uluslararası organizasyondur. “Fédération Internationale des Échecs (FIDE)”, 24 Temmuz 1924’te Paris’te kurulmuştur.)
Kurallar gibi, oyunun gelişimi de 1800’lü yılların ortalarını bulmuştur.
Her ne kadar İspanyol Lucena (1465-1530), Portekizli Pedro Damiano (1480-1544), İtalyan Leonardo Giovanni (1542–1597),İtalyan Giulio Cesare Polerio (1548-1612), İspanyol Ruy López de Segura (1530-1580), İtalyan Gioachino Greco (1600-1634), Fransız Philidor (1726-1795) gibi çağın çok önünde olan satranç ustaları yetişse de, satrancın yaygınlaşması 1800’lü yılların ortalarını bulmuştur. Bu dönemde çeşitli satranç kulüpleri kurulmuş, ikili satranç karşılaşmaları ve turnuvaları düzenlenmeye başlamış ve satranç tanınan, popüler bir oyun olarak rağbet görmeye başlamıştır. Bu dönemde farklı birçok ülkeden satranç ustalarının yetiştiğini görmekteyiz. İrlandalı Alexander McDonnell (1798-1835), Fransız La Bourdonnais (1795-1840), Alman Adolf Anderssen (1818-1879) ve satrancın dâhi yeteneği kabul edilen Amerika’lı Paul Morphy (1837-1884) ilk akla gelenlerdir. Hatta bazı kaynaklar tarafından Paul Morphy, döneminin en güçlü oyuncusu olarak gayriresmî ilk dünya şampiyonu olarak da kabul edilmiştir.
İlk resmi uluslararası satranç turnuvası da bu dönemlerde (Londra 1851) İngiltere’de düzenlenmiştir.
1861 tarihinden itibaren oyunlarda zaman sınırlaması uygulanmaya başlamıştır. Bu sayede oyunun sürelerinin belli bir süre içerisinde tamamlanması sağlanmıştır. Ancak ilk satranç saatinin çıkması 1884 yılını bulmuştur.
Satranç taşlarının şekilleri de bu dönemde netleşmiştir. 1850’li yıllardan önce satranç takımlarıyla ilgili bir standart yokmuş ve bu dönemde satranç takımlarının standardizasyonu gerçekleşmiştir. 1849’da Londra’daki Jaques Nathaniel Cooke tarafından yaratılan yeni bir tarz satranç taşları, zamanının en güçlü oyuncusu Howard Staunton tarafından da onaylanmıştır. “Staunton” modeli olarak bilinen bu taşlar hala turnuva satranç takımları için bir standart olarak kabul edilmiştir.
1886’da o zamanın en kuvvetli iki satranç oyuncusu olan Steinitz ve Zukertort arasında ilk dünya satranç şampiyonluk karşılaşması oynanmıştır. Wilhelm Steinitz’ın kazandığı bu unvan maçı ile ilk resmi dünya satranç şampiyonu belirlenmiştir. Bu tarihten itibaren, birkaç istisna ile şampiyonun turnuva sonucuna göre belirlenmesi dışında, Dünya Şampiyonası genellikle mevcut şampiyon ile bir aday arasında ikili maç düzenlenmesi ile belirlenmiştir. Klasik satranç şampiyonları olarak adlandırılan, Dünya Satranç Şampiyonluğu unvanını elde eden ustalar şöyledir:
Wilhelm Steinitz (1886-1894)
Emanuel Lasker (1894-1921)
Jose Raul Capablanca (1921-1927)
Alexander Alekhine (1927-1935, 1937-1946)
Max Euwe (1935-1937)
Mikhail Botvinnik (1948-1957, 1958-1960, 1961-1963)
Vasily Smyslov (1957-1958)
Mikhail Tal (1960-1961)
Tigran Petrosian (1963-1969)
Boris Spassky (1969-1972)
Robert James “Bobby” Fischer (1972-1975)
Anatoly Karpov (1975-1985)
Garry Kasparov (1985-1993- 2000)
Vladimir Kramnik (2000-2007)
Viswanathan Anand (2007-2013)
Magnus Carlsen (2013 – güncel şampiyondur)
1948 yılına kadar dünya şampiyonluğu karşılaşmaları, şampiyonun şartlarını belirlediği ve oyuncuyu seçebileceği şekilde yapılmıştır. Unvan maçının, şampiyonun inisiyatifinden çıkartılıp belli bir kuralla organize edilmesi, Dünya Satranç Federasyonu’nun (FIDE) bu tarihten itibaren devreye girmesiyle başlamıştır. Bu süreç 1993 yılına kadar devam etmiştir. 1993 yılında o zamanki şampiyon Garry Kasparov’un unvan maçını kendi kurduğu “Profesyonel Satranççılar Birliği”nin (PCI) çatısı altında düzenlemek istemesi ve FIDE’den ayrılmasına yol açan süreç başlamıştır. Bu zamanda FIDE ve PCI’nın kendi şampiyonlarını belirlemesiyle çok başlılık oluşmuştur. 2006 yılında, birleşme maçında Vladimir Kramnik’in, FIDE Şampiyonu Veselin Topalov’u mağlup etmesiyle iki unvan tekrar birleşmiştir.
FIDE’nin 1993-2006 yılları arasında düzenlediği unvan maçı ile ortaya çıkan şampiyonlar:
Anatoly Karpov (1993-1999)
Alexander Khalifman (1999-2000)
Viswanathan Anand (2000-2002)
Ruslan Ponomariov (2002-2004)
Rustam Kasimdzhanov (2004-2005)
Veselin Topalov (2005-2006)
PCI’ın 1993-2006 yılları arasında düzenlediği unvan maçı ile ortaya çıkan şampiyonlar:
Garry Kasparov 1993-2000 (PCA)
Vladimir Kramnik 2000-2006 (Brain Game, Klasik)
Dünyada satrancın gelişiminde ülkelerin politikaları çok etkili olmuştur. Bunun en önemli örneği Sovyetler Birliğidir. 1922 yılından sonra oluşan Sovyet Satranç Okulu’nun etkileri 1991 yılında dağılmasına kadar hissedilmiştir. Bu durumun gerçekleşmesinin en büyük nedeni, o dönemdeki Sovyet politikacıların satrancı mevcut devlet yapısının tanıtımına katkı sağlayacak pilot bir spor olarak seçmeleri ve desteklemeleridir. Birçok satranç ustası ve şampiyon bu sistem içerisinde yetişmiştir. Zaten yukarıda bahsi geçen dünya şampiyonlarının birçoğu bu sistemin ürünüdür. 1991 yılından sonra Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birçok satranç ustası başka ülkelere yerleşerek, bilgiyi yaymıştır. Tabi ki bu süreç teknolojinin gelişimi, bilgisayarın ve internetin yaşamımıza girmesiyle daha da hızlanmıştır.
1996 ve 1997 yılında IBM bilgisayar firması tarafından geliştirilen bir bilgisayar programı olan Deep Blue ve geliştirilen versiyonu ile Garry Kasparov arasındaki maç, insan ve makine arasındaki rekabetin doruk noktası olduğu dönemlerdi. Aslında o dönemki teknolojiyle üretilen bu program, günümüzde herhangi bir dizüstü bilgisayarda çalışabilecek olan bir satranç programının bile yenebileceği güçtedir. Ancak etkisi hala akıllardadır. Durum şu ki, artık bilgisayarların insanoğlunu yenip yenemeyeceğini tartışmıyoruz bile. Daha da önemli olan sorularımızın da cevabını 2017 yılında aldık. “Bilgisayar mı yoksa mı yapay zekâ mı?” Dünyanın en güçlü ve en yüksek rating’li “Stockfish 8” isimli satranç programının, “AlphaZero” isimli yapay zekâya karşı hiçbir varlık gösterememesiyle sonuçlanmıştır. (100 oyunluk maçı 28 galibiyet, 72 berabere ve 0 mağlubiyet) Daha da şaşırtıcı olan ise yapay zekânın bu karşılaşmadan sadece 4 saat önce, kendi kendisine satrancı öğrenmesiydi!
Öyle bir çağdayız ki bilgisayarların varlığı, videolar, internetten dersler, online turnuvalar, kitaplar, dergiler, çeşitli web siteleri, rakibe hazırlığın daha kolaylaşması gibi etkiler bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmıştır. Turnuvaların sıklığı ve unvan almanın kolaylığı çocuk yaşlarda birçok satranç ustasının ortaya çıkmasını da sağlamıştır.
Kanımca, satrancın günümüzdeki en büyük rakibi çağın problemi olan zaman (vakit) darlığıdır. Zamanın önemi, turnuva sürelerinin güncellenmesini sağlamıştır. Ayrıca hayata dair diğer faktörler turnuvalara katılımı zorlaştırmaktadır.
Satranç, kendi içindeki reformunu, zaman zaman taşların farklı dizildiği versiyonu (Satranç960…gibi) olan organizasyonlarla gerçekleştirmektedir. Tarihsel bir birikimle ve kültürle bilgiyi günümüz teknolojisiyle harmanlayarak geleceğe adapte olacaktır.
Saygılarımla,
OZAN ÇAPAN
karsiyakasatrancmerkezi@gmail.com
KAYNAKÇA
– https://en.wikipedia.org/wiki/Rules_of_chess
– http://www.satrancokulu.com/
– https://en.wikipedia.org/wiki/History_of_chess
– https://www.thesprucecrafts.com/world-chess-champions
– https://www.chess.com/tr/news
– https://en.wikipedia.org/wiki/Deep_Blue_versus_Garry_Kasparov
Aytaç Çevik
Ocak 28, 2020 #1 AuthorElinize sağlık, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim. Tebrikler kardeşim. ..