Tuna Dergi
2# SEN NE YAPIYORSUN? UYGULAMA YAZILIMCISI (PODCAST) 2# SEN NE YAPIYORSUN? UYGULAMA YAZILIMCISI (PODCAST)
E. BARLAS ÖN barlas.oen@gmail.com Söyleşi dizimizin ikincisi olan bu söyleşide sizleri öğrenimini Avusturya’da tamamlamış kariyerine Almanya’da devam eden uygulama yazılımcısı İlker Baltacı ile tanıştıracağız.... 2# SEN NE YAPIYORSUN? UYGULAMA YAZILIMCISI (PODCAST)

E. BARLAS ÖN
barlas.oen@gmail.com

Söyleşi dizimizin ikincisi olan bu söyleşide sizleri öğrenimini Avusturya’da tamamlamış kariyerine Almanya’da devam eden uygulama yazılımcısı İlker Baltacı ile tanıştıracağız. Söyleşinin tamamı için; sayfanın sonundaki QR kodu telefonunuza okutabilir ya da sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Zaman kaybetmeden ilk sorumuz ile başlayalım. Üniversite öğrenimi için neden Viyana’yı tercih ettin?

Avusturya lisesini bitirince (2005) lisans yapmak için Viyana’ya geldim. Aslında kafamda Almanya vardı lakin Almanya’yı gezdiğimde okumak istediğim iyi üniversitelerin bulunduğu şehirler bana çok cazip gelmemişti. Sonuçta üniversite hayatını geçireceğin şehirlerin, eğlence anlayışı olan bir yer olması gerekiyordu. Karlsruhe, Aachen gibi yerler biraz sıkıcı gelmişti, Viyana ise beni etkilemişti. 2005’ten 2013’e kadar Viyana’daydım. Lisans sırasında teknik informatik okudum daha sonra ise işletme enformatiği yüksek lisansı yaptım.

SOFTWARE VE MOBİL YAZILIMLARA YÖNELDİM

Neden teknik enformatik okumak istedin?

Bilgisayar ile ilgilenirken elektronik kısmı ile de ilgileniyordum.  Öğrenimim sırasında temel fizik ve matematik eğitimi de almak istiyordum. “İşine yaradı mı” diye soracak olursan; iş hayatımda pek kullanmadım ama tabi ki de zevk alarak okuduk, özellikle mikro işlemcileri programlarken… Teknik enformatiği seçmemin bir başka sebebi de Avusturya özelinde, elektro teknik okuduğumda çalışma imkanları daha çok olacağını düşünmüştüm çünkü Viyana endüstrinin olduğu bir şehir. Mezun olmaya yakın fark ettim ki, 10 iş ilanında sadece bir ya da iki tanesi hardware yazılım üzerineydi. O yüzden ilerleyen yıllarda software ve mobil yazılımlara yöneldim. Mastır sırasında işletme enformatiğini seçmemin de sebebi buydu aslında, e-ticaret üzerine daha fazla yoğunlaşmak istedim. Aslında pazarı analiz edip böyle bir yola girmeye karar verdim.

Mobil yazılım üzerine bir firmaya girdiğini söyledin. Peki, iş görüşmesine gittiğinde bir deneyimin var mıydı?

2006 yılında şirketlerde mobil yazılımcı talebi yoktu. Sadece kendi merakımla ve yüksek lisans çerçevesinde birkaç tane mobil yazılım geliştirmiştim. Eğitim hayatım boyunca programlama dili olarak Java ve C öğrendik. Ne Android ne de IOS adına bir şey öğretilmedi. Tamamıyla kendi merakımla öğrendim. İş görüşmesinde ise sadece okulda yaptığım projeleri gösterdim. Sonuçta ‘junior’ bir pozisyona başvurduğunuzda beklentiler de çok büyük olmuyor.

Start-uplarda da çalıştın peki avantajları ve dezavantajları nelerdir?

İlk girdiğim start-up’ta (genç yenilikçi şirket) 5-6 kişilik bir ekiptik. Iphone uygulamaları üzerine çalışmaktaydım. Start-up’larda daha çok öğrenme ve daha yönlü geliştirme imkânınız oluyor. Ajans gibi firmalarda belirli bir rolünüz olduğundan dar bir alanda kalabiliyorsunuz. Tabi maaş olarak bir yerden sonra kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz. Start-up’lara girip de kimsenin CTO ya da CEO’luğa kadar yükselme beklentisi olamaması lazım eğer firmaya ortak değilseniz.

MAAŞ TEKLİFİ DAHA FAZLA OLUNCA GÖZLERİNİZ PARLAYABİLİYOR

Şu anda ne yapıyorsun?

IT sektöründe şöyle bir olay var; eğer bir yazılımcı bir firmada iki üç yıl kalıyorsa aslında bu uzun süredir. 20, 30 yıl gibi aynı firmada çalışma süreleri artık y ve z jenerasyonları için imkânsız süreler haline geldi. İki-üç yılın sonunda artık yazılımcılar için sunulan alt yapı ve kendini geliştirme imkânı yetersiz kalabiliyor ve iş aramaya başlıyorsunuz ya da maaş görüşmesinde size sunulan zam artışı az gelebiliyor ve başka yerlere bakmak istiyorsunuz.

Belki, yeni maaş teklifi yüzde 25-30 daha fazla olduğu zaman insanın gözleri parlayabiliyor. Sixt, Check 24, Mediamartk gibi bir dizi firmada ve hatta serbest meslek erbabı (ing. freelancer) olarak çalıştıktan sonra yeniden Thingsnet adında bir start-up’a döndüm.

Teklifi benim için cazip kılan yeni bir mobil yazılım takımının kurulacak olması, benim görevim de lead developer olarak bu takımı kurmak, Android ve IOS uygulamalarını geliştirmek, yeni fonksiyonlar koymak ve modern hale getirmek. Şu ana kadar oldukça başarılıyız. Heyecanımız ilk günkü gibi devam ediyor. Şirketimiz benzin istasyonlarında cüzdansız ödeme yapma üzerine çalışıyor. Aslında şirket, nesnelerin interneti konseptinin (Internet of Things) uzun vadede arabaları birbirine bağlayıp bunlarda ağ kurmak isteyen bir projeyi hayata geçirmek istiyor. Bu durum aslında Türkiye için bir inovasyon değil. Çünkü Türkiye’de kredi kartınız tanımlı ise kamera plakanızı okur ve ödemenizi gerçekleştirebilir ama Almanya’da regülasyonlar daha sıkı olduğu için şu an ki yasal düzenlemeler bu yeniliğin önüne geçiyor. Bizim burada yapmaya çalıştığımız Türkiye’de tam otomatizme edilmiş sistemi bir telefon uygulaması üzerinde yarı otomatik hale getirmek.

Uygulama geliştiriciliği popüler bir alan. Bu alanda çalışan kişilerde ne gibi özellikler aranır?

Uygulama geliştiricilerini normal software geliştiricilerinde çok ayırmamak lazım. Aralarındaki tek fark birinin yazdığı kod cep telefonunda çalışıyor bu da belli kısıtlamalara sebep oluyor. Bir ekran, bir Mouse ya da klavye yok. Tasarım olarak kullanabileceği gereçler kısıtlı, ama asıl önemli olan uygulama yazılımcıları genelde tek bir sorun üzerine çalışıyorlar.

Firmalarda genelde görsel zevk sahibi, kullanıcı deneyimini göz önünde bulundurabilen ve tasarımdan anlayan birilerini aramakta. Yazılım mühendislerinden (ya da back-end yazılımcıları) ayrıldığımız nokta onlar uzun süre ayakta kalabilecek, geliştirilecek bir program yazmak üzerine daha çok konsantre oluyorlar, ama telefon uygulamaları front-end yazılım olarak geçtiği için kullanıcının ihtiyaçları daha da dikkate alınması gerekiyor. Bir de uygulama yazılımcıları çok sık olarak ürün yöneticileri ve tasarımcılarla çalışmakta. O yüzden iletişim çok önemli. Başkalarının ve kendi düşüncülerini kâğıda aktarabilme yeteneği olması lazım.

Aynı zamanda dokümantasyon yapması gerekiyor, çünkü teknik olarak yapılan şeylerin basit bir şekilde ürün yöneticilerine aktarılması gerekmekte. Bunun dışında bütün gereksinimler her yazılımcı için aynı.

MERAKI OLAN BİR YAZILIMCI HER ZAMAN BİR ADIM ÖNDE

Yazılımcı olmak isteyen gençler için tavsiyelerin neler olur?

Bizim dönemimizde okuduğunuz okulun önemi çok daha büyüktü, çünkü internetteki kaynaklar kısıtlıydı. Artık kitap okumanın dışında online kursları takip edip öğrendiğim birçok şey oluyor. Gençlere merak ettikleri konular üzerine yoğunlaşmalarını ve kendilerini geliştirmelerini tavsiye ediyorum. Online platformlarda takip ettikleri konuların yanı sıra kendileri de bir şeyler sunmaya çalışsınlar. ‘Medium’ tarzı yerlere yazı yazabilirler ya da Github’ta açık kaynak kodlu projeler yapabilirler. Sonuçta bunlar onların keşfedilme şansını arttırır ve iş görüşmesine gittiklerinde sunabilecekleri bir şeyler olur. Merakı olan bir yazılımcı her zaman iş hayatına bir adım önde başlar, çünkü katacağı değer daha fazla oluyor. Mümkün olabildiğince çok konuda bilgi sahibi olsunlar ama bir alanda gerçekten uzman olmaya çalışsınlar. En azından bir programlama dilinde çok iyi olsunlar. Farklı departmanlardaki insanlarla fikir alışverişine önem versinler, çünkü tam olarak ne yapmak istedikleri konusunda kendilerine yardımcı olacak bir iletişim tarzıdır.

Bize zaman ayırdığın için teşekkür ediyor, kariyer daha nice başarılar diliyoruz.

Henüz yorum yapılmamış.

İlk yorumu siz yapın.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir