


DR. ESİN ÖZSAN
es_218_in@hotmail.com
6 Kasım 1893’da Pjotr Iljitsj Tsjikovski (Pyotr İlyiç Çaykovski), kardeşi Modest’in St. Petersburg’daki evinde doktorların teşhisine göre 53 yaşında koleradan ölür. Bir hafta sonra Modest, çelişkili haberlerin önüne geçmek için, hastalığın gelişmesi konusunda bir yazıyı Novoye vremya adlı gazeteye gönderir ve kardeşinin 2 Kasım günü yemek sırasında kaynatılmamış su içtiğini ve hemen sonra hızlı bir şekilde hastalandığını yazar.
Ancak bir asır sonra söylentiler hâlâ devam etmektedir ve hatta 80’li yıllarda bunlara yeni bir söylenti eklenir. Rus müzikolog Alessandra Orlova’ya göre doktorlar ve komponistin ailesi korkunç bir gerçeği saklamaları gerektiğini düşünerek ölüm nedeni olarak kolera da ısrar etmişlerdir. Aslında Çaykovski, Kont Stenbock-Fermor’un yeğenine aşık olduğu için yani homo-seksüel duygularından dolayı gizli bir ‘onur kurulu’ tarafından ölüme mahkûm edilmiştir.
Orlova’nın anlattıkları bazıları tarafından saçmalık olarak nitelendirilse de The New Grove Dictionary of Music and Musicians ‘Last Years’ adlı makalesinde Çaykovski’yi anlatan bölümde değişiklikler yaptıklarını açıklarken, Çaykovski hakkında dört bölümlük biografi yazan David Brown’ın da Orlova’nın haklı olabileceğini tastik etmesi önemlidir.
Orlova bu konuda açıklama yapmadan önce Çaykovski’nin ölümü hakkında bir çok çelişki ve hayatını kendi bitirdiği konusunda bir çok spekülasyon vardı.
Devam eden depresyon, cinsi tercihinin dillere düşeceği korkusu veya Altıncı semfonisi Pathetique’in umduğu ilgiyi görmemesi, pissu içerek kolera sonucu ölümünü kendinin hazırladığı konuşulmaktaydı.
Çaykovski’nin bir yeğeni lokantada yemek yedikleri sırada onu ölüme götüren bardağı herkesin göreceği bir şekilde kafasına diktiğini, kardeşi Modest’in bunu önlemeye çalıştığını anlatır. Başkaları kaynatılmamış suyu kardeşinin evinde ailesine zarar vermemek için gizlice içtiğini iddia ederler. Daha önceki intihar denemelerinde de bu şekilde öleceğini sahnelemek için elinden geleni yapmıştı. Buradan anlayacağınız üzere o yıllarda dünyanın her tarafında olduğu gibi Rusya’da da suların pisliğinden dolayı koleradan ölenleri sayısı çok yüksekti.

1848, Çaykovski (solda) 8 yaşında, ailesi ile birlikte
Modest Çaykovski’nin 1900-1902 yıllarında çıkardığı geniş biyografisinde 1893 yılındaki gazetede yayınlananlarını tekrar ettiğini görüyoruz. 2 Kasım 1893’de Pyotr İlyiç midesinden rahatsız olunca Modest doktoru Vassily Bertenson’u çağırmak ister. Ancak komponist bu teklifi güçlü bir şekilde reddeder ve öğle yemeğinde bir bardağa su doldurarak içer. Bu pek akıllıca bir şey değildir çünkü o yıllarda St. Petersburg’un su ihtiyacını karşılayan Neva nehri suyunda kolera mikrobu olduğu düşünülmektedir. Modest devam eder: “Biz bu konuda uyarılmıştık; ancak o buna kayıtsız kalıp inanmamış görünmekteydi ve bizi sakinleştirmeye çalışmaktaydı. Bütün hastalıkların içinde en az koleradan korkardı.

Modest Çaykovski (1850-1916)
Çaykovski, yemekten sonra kendini iyi hissetmez. Ancak sık sık mide sorunu yaşardığı için kimsenin aklına bu rahatsızlığın içtiği sudan olabileceği gelmez. Modest, tekrar doktoru çağırmayı teklif eder ama komponist buna yine karşı çıkar. Öğleden sonra beş sıralarında kardeşinin itirazlarına rağmen hastanın durumu ağırlaştığı için doktoru getirir. Gece saat onbirde doktor Vassily Bertenson ve kardeşi Lev, hastalığın teşhisini koyarlar: kolera. Çaykovski çok ağır geçen bir hastalık döneminden sonra 6 Kasım sabahı, saat 3:00’den sonra bu dünyadan göçer.
Çaykovski’nin ölümünden sonra olanlar Orlova’nın teorisi için önemli bir ipucudur. Ceset açık bir tabuta konmuştur ve helalleşmek için gelenler oldukça çoktur. Anlaşıldığı üzere hastalığın bulaşacağı korkusu yoktur. Rimski-Korsakov hatıralarında bu duruma çok şaşırdığını anlatmaktadır. Çok sarhoş bir adamın Çaykovski’yi anlından öptüğünü hatırlamaktadır. Modest gazetedeki yazısında hastalığın bulaşmaması için önlem alınmasından bahsetmektedir ancak ne yapılması gerektiğinden bahsetmez. Orlova, Modest Çaykovski’nin bildirisinde bir çok şok edici detay konusunda ayrıntılı bilgi verdiğini fark eder. Modest’in sadece, doktorların koleranın gelişmesi hakkında ona verdikleri bilgileri yazdığı sonucuna varır. Ancak onun hikayesiyle, bulgularını dört gün önce gazetede yayınlayan dr. Bertenson arasında fark vardır. Orlova’ya göre bu burada bir komplo olduğuna işaret etmektedir.
Başkaları da Modest’in sözlerinin gerçekliğinden şüphe etmektedirler. Biyografi yazarı David Brown da yirmi yıl önce annelerinin de bu hastalıktan ölmesinden dolayı Çaykovski’nin koleradan korkmamasının saçmalık olduğunu söylemektedir. Tıbbi yönden de Modest’in hikayesinin doğru olmadığı fark edilir. Brown, koleranın kuluçka döneminin 12-28 saat olduğunu söyler ancak ilk belirtiler Çaykovski’nin pis suyu içmesinden dört saat sonra başlamıştır. Orlova daha bir çok gizemli durum keşfeder. Bu kadar detaylı raporda veya diğer bildirilerde Çaykovski’nin 31 Ekim günü ne yaptığına dair hiç bir şey söylenmemiş olması onu hayrete düşürmüş ve neden Modest’in kardeşinin hastalığından kısa bir süre önce devamlı neşeli olduğunu vurguladığını da anlayamamıştır.

Modest Çaykovski’nin yazdığı geniş biyograf
Orlova, Çaykovski’nin de okuduğu hukuk bilimleri fakültesinin eski öğrencisi Alexander Voitov’u ziyaret ettiğinde her şey daha açık bir hal alır. Voitov, okuduğu okul ve öğrencilerini ilgilendiren konuları toplayan çılgın bir koleksiyoncudur. Bu nedenden dolayı, 1913’de adı Yacobi olan bir hanım ona güvenerek bazı açıklamalar yapar. Voitov’a -daha sonra da Voitov Orlova’ya- kocasının 1893 yılının sonbaharında kont Stenbok-Fermor’dan Çar III. Alexander’a iletilmek üzere bir mektup aldığını anlatır. Kont mektupta yeğeni Vladimir’e aşırı ilgi gösterdiği konusunda Çaykovski’yi suçlamaktadır. Ancak Yacobi mektubu Çar’a vermemeye karar verir. Bu durum açığa çıkarsa Çaykovski’nin Sibirya’ya sürüleceği kesindir. Ayrıca hukuk fakültesi ve bu okulla ilgisi olan kişilerin onurlarının zedeleneceği şüphe götürmez bir konudur. Bundan dolayı Yacobi bir grup eski hukuk öğrencilerini bir araya toplar. Kendilerine ‘onur kurulu’ denen bu grup Çaykovski’yi, 31 Ekim 1893 sabahı zehir içerek ölüme mahkum eder.

Çar Alexander III
Orlova, eski hatıralar ve raslantı sonucu ortaya çıkan karşılaşmalardan dolayı şüphelerini bir kalıba sokarak ortaya bir hikaye çıkarabilir.
Çaykovski, 1 Kasım günü ona zehiri getiren eski okul arkadaşları tarafından ziyaret edilmiştir. 2 Kasım’da hasta olmuş ancak zehirin işlevini yapması için doktorun gelmesine karşı çıkmıştır. Orlova’ya göre “Ancak akşam saatlerinde, artık kurtulmasının mümkün olmadığını anladığında doktorun gelmesine izin vermiştir.” Daha sonra bu durum hakkında doktorlar ve yakınlarına bilgi verilmiş ve dış dünyaya da ‘kolera’ hikayesi uydurulmuştur. Kargaşa ve üzüntüden dolayı gerekli olan önlemlerin alınması unutulmuştu, çünkü bulaşma durumunun olmadığı zaten bilinmekteydi.

Alexander Poznansky
Orlova’nın görüşü bu dramatik duruma çok, hatta çok fazla uygundur. Örneğin en sonunda Çaykovski’nin doktor getirmelerini istediğini nereden bilmektedir? Modest, itirazlara rağmen doktoru çağırdığını yazmıştı. Orlova’nın ona güvenmemesi onun söylediklerini istediği gibi çevirmesini engellememektedir ve böylece bu dramatik sonuca varır.
Orlova’nın başkalarının yanlışlarını göz önüne sermesindeki özen, olayları kendi yorumlamasında pek geçerli görünmemektedir. Örneğin; Modest ve Bertenson’un hikayelerinin birbirine uymamasını komploya işaret olarak görmektedir. Voitov’un hikayesi her şeyi tek yöne çeken bir mıknatıs görevi yapmıştı. Ona göre Modest ve Bertenson’un anlattıklarının uyumsuz olması bu konuda komplo kurduklarının göstergesidir. Bunun tersi sonuç daha açık görünmektedir. Yalan söyleyenin hafızasının kuvvetli olması gerekir. Bir komplo olsaydı, Modest hikayesini Bertenson’ın hikayesiyle daha iyi eşleştirirdi. Aynı nedenden ötürü, aile ve doktorların tam olarak enfeksiyona karşı önlemleri unutması gariptir. Temelde gereksiz önlemlerin kamusal olarak uygulanması, uydurma tanıya herkesi ikna etmenin en kolay yolu olacaktır.
Alexander Poznansky 1993 yılında yazdığı Çaykovski’nin biografisinde The Quest for the Inner Man (İçsel varlık arayışı) Orlova’nın teorisini güçlü bir şekilde çürütür. Diğer şeylerin yanı sıra, doktorların ve ailenin bariz dikkatsizliğini açıklar. Orlova şüphesini 1892 Temmuz eyalet düzenlemelerine dayandırmıştır. Çaykovski’nin tabutu hemen kapatılmamıştı çünkü bu gereklilik Mart 1893’te yönetmeliklerden çıkarılmıştı. Gazete haberleri, Çaykovski’nin cenazesinin aynen yeni kurallar takip edilerek yapıldığını göstermektedir.
Daha önce biografi yazarı Nina Berberova da Orlova’yı tenkit etmişti. Saygın müzik ansiklopedisi New Grove ‘un, metnini değiştirmesi Berberova’ya göre korkunç bir aptallıktı. Neden Çaykovski 1 Kasım’da onun parasını saklıyan yayımcısının yanına Berlin’e kaçmamıştı? Ayrıca o zamanlar erkek sevgisi üzerine hakim olan görüşlere bakarsak, onur kurulunun şiddetli tepkisi inanılmazdı. Çarlık Rusya’sında kağıt üzerinde ağır cezalar vardı, ancak pratikte daha yüksek rütbeli beyler bundan rahatsız olmazlardı. Suç oluşturmadıkları sürece, tercihlerine müsamaha gösterildi. Ayrıca çok ileri gitmişlerse, fidye vererek kendilerini kurtarabiliyorlardı. En kötü durumda, Paris’e taşınmaları tavsiye edilirdi.
Berberova, eşcinsel ilişkileri sürdürdükleri genel olarak bilinmesine rağmen asla mahkeme tarafından suçlanmayan sekiz Büyük Dük’ün adını vermiştir.

Nina Berberova, nin yazdığı biyografi
Ayrıca Alexander Poznansky yasanın sözlü açıklamasının eşcinsellikle ilgili hakim görüşlere uymadığına da dikkat çekmektedir. Lord Alfred Douglas ile temasları nedeniyle Oscar Wilde’ın mahkumiyetiyle ilgili 1895 tarihli Rus gazete raporlarına atıfta bulunur. Gazeteler Oscar Wilde’ı değil de, onun mahkumiyetini kınamaktadırlar. Berberova’nın yazdıklarına inanacak olursak, gizli yargıçların güdüleri oldukça garip bir şekilde ortaya çıkıyor: Çaykovski’nin de Hukuk Fakültesi müfettişiyle, müdürün sevgilisi olarak bilinen bir sevgili paylaştığı ortaya çıkıyor. Kurtarılması gereken ‘onur’dan da hiçbir şey kalmamıştır.
Görüldüğü gibi Çaykovski’nin ölümü hâlâ gizemini korumaktadır.
Henüz yorum yapılmamış.
İlk yorumu siz yapın.