KAĞAN KAYA
kagantr@gmail.com
Pek çok folklor ve mitolojide denizlere, dağlara, nehir ve göllere kutsallık atfedilmiş, bunlara canlı varlık özellikleri kazandırılmış ve haklarında efsaneler üretilmiştir. Bu durum büyük ve etkileyici bir nehir olan Tuna için de geçerlidir. Bu yazıda Tuna ile ilişkili iki efsanevi figürden bahsedilmektedir.
NEHİR TANRISI DANUBIUS
Nehirlere kutsallık atfetme Antik Çağ’da özellikle Eski Yunan, Roma, Kelt, Cermen ve Pers kültürlerinde sık rastlanan bir durumdur. Kişileştirilerek insansı varlıklar haline getirilen nehir tanrılarına saygı gösterilir. Kelt mitolojisinde Avrupa’nın büyük nehirlerinden Ren ve Tuna erkek olarak tasavvur edilmiş, üzerine yemin edilen tanrılardır. Fransa’daki Sen ve Marne nehirleri ise ana tanrıça kimliğine bürünmüştür.
Tuna’nın Latincesi olan Danubius (veya Danuvius) aynı zamanda nehir tanrısının da adıdır. Genellikle uzanmış halde yaşlıca bir erkek olarak tasvir edilir. Bazen boynuzları olduğundan da bahsedilmiştir. Tuna Nehri boyunca pek çok Roma eyaletinde Danubius’a adanan yazıtlar bulunmuştur. Roma’daki Trajan Sütunu’nda nehir tanrısı Danubius da yer almaktadır. İmparator Trajan’ın MS 101-102 ve 105-106 yıllarındaki Daçya Savaşları’nı anlatan bu tarihi eserde Danubius, Tuna’nın karşı tarafına geçen imparatorluk ordularını izlerken gösterilmektedir.
Nehir tanrısı Danubius güzel sanatlarda karşımıza çıkan bir figürdür. Flaman ressam Peter Paul Rubens’in 1615 yılı civarında yaptığı ve Viyana Sanat Tarihi Müzesi’nde (KHM) sergilenen Die vier Flüsse des Paradieses adlı resim bunlardan biridir. Burada Tuna nehir tanrısı, bir kadın olarak sembolize edilen Avrupa ile beraber gösterilmektedir. Bunun dışında Viyana Albertinaplatz’da bulunan çeşme yapısı Albrechtsbrunnen’de de Danubius, yanında bir kadın olarak gösterilen Vindobona (Viyana) ile yer almaktadır.

Solda nehir tanrısı Danubius, sağda Vindobona. Albrechtsbrunnen’den ayrıntı. (Foto: B. Kağan Kaya)
SU PERİSİ DONAUWEIBCHEN
Cermen mitolojisi ve folkloründe sıkça görülen erkek ve dişi su perileri, şekil değiştirme özelliğine de sahip olan insansı varlıklardır. Viyana söylencelerinde adı geçen ve “Tuna kızı” şeklinde tercüme edilebilecek Donauweibchen da insanlara karşı dostça davranan bir su perisidir. Söylencelerde zayıf ve olağanüstü güzellikte bir kız olarak tasvir edilmiştir. Üzerinde uzun, beyaz ve ışıltılı bir elbise bulunmaktadır. Siyah saçlarında beyaz nilüfer çiçekleri vardır. Masallarda rastladığımız deniz kızına benzetilebilecek bir figür olan olan Donauweibchen, balıkçı ve gemicileri eski zamanlarda Tuna’da sıkça görülen sel ve taşkınlara karşı uyarıp, hayatlarını kurtaran bir varlıktır. Ayrıca balıkçılara hazineler sunarak onları mutlu ettiğinden de söz edilmektedir.

Viyana Stadtpark’taki Donauweibchen Çeşmesi (Foto: B. Kağan Kaya)
Danubius gibi Donauweibchen da çeşitli sanatlarda kullanılan bir figürdür. Carl Friedrich Hensler’in 18. yüzyıl sonlarında yazdığı bir singspiel (bir tür Almanca müzikli dram) sayesinde Donauweibchen tekrar popülerlik kazanmıştır. Ayrıca Ferdinand Kauer’un 1798’de ilk kez Viyana’da icra edilen Das Donauweibchen adlı eseri, 19. yüzyıl başlarında en popüler romantik operalardan biri haline gelmiştir.
Viyana Stadtpark’ta bulunan Donauweibchenbrunnen adlı çeşmenin kaidesi üzerinde su perisinin bir heykeli bulunmaktadır. Heykelin Hanns Gasser tarafından yapılan 1862 tarihli orijinali İkinci Dünya Savaşı’nda gördüğü zarardan sonra Wien Museum’a verilmiştir. Stadtpark’taki heykel ise bunun kopyasıdır.
Donauweibchen daha modern heykellere de konu olmuştur. Bugün Viyana’nın çeşitli bölgelerinde bu sanat eserlerine rastlamak ve Tuna’nın su perisinin efsanesini anımsamak mümkündür.
KAYNAKÇA
Czeike, F. (1992-1997). Historisches Lexikon Wien (5 cilt). Wien : Kremayr & Scheriau.
– www.geschichtewiki.wien.gv.at
GÖRSEL ALTLARI
Resim1: Solda nehir tanrısı Danubius, sağda Vindobona. Albrechtsbrunnen’den ayrıntı. (Foto: B. Kağan Kaya)
Henüz yorum yapılmamış.
İlk yorumu siz yapın.