


EMRE KAPANDAŞ
ekapandas@outlook.com
Yenilenebilir enerji, genellikle temiz enerji olarak adlandırılır ve doğal kaynaklardan sürekli kendini yenileyebilmesi ile tanımlanabilir. Enerji kavramları birincil ve ikincil enerji kaynakları olmak üzere iki ana ayrı dala ayrılmaktadır. Birincil enerji kavramı, yenilenemez enerji ve yenilenebilir enerjiyi kapsamaktadır. [1] Birincil enerji kaynakları içerisinde kömür, ham petrol, doğalgaz, biyokütle, güneş, rüzgâr ve su gücü enerjileri yer almaktadır. Bahsi gecen kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtlar, yenilenemeyen enerji dalı altında sınıflandırılmıştır. Aynı zamanda güneş, rüzgâr, dalga, jeotermal, hidrolik enerjisi ve biyokütle gibi kaynaklar ikincil enerji kavramları arasında yer almaktadır .[2]
YERLİ KAYNAK KULLANIMINDAKİ VE EKONOMİK BAĞIMSIZLIKTAKİ ROLÜ
“Yenilenebilir enerjinin” hem içinde bulunduğumuz yüzyıl hem de gelecek kuşaklar açısından öneminin daha da artmasına neden olabilecek hususlardan bazılarını söyle sıralayabiliriz: Küresel ısınma, iklim değişikliği, atmosfer kirliliği gibi olumsuzluklar ile karşılaşabilme gerçeği, petrol, kömür gibi fosil yakıtların uzun vadede tükenme olasılığı ve son olarak ise belirtilen tüm bu yakıtların maliyete fazlaca yansıması durumunun göz önünde bulundurulmasıdır. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı gelişmiş ülkeler basta olmak üzere diğer ülkeler de uygulamış oldukları enerji politikalarında büyük oranda değişikliklere gitmektedirler. Ayrıca ülkeler yenilenebilir enerji sayesinde kendi kaynaklarını kullanarak, ülkelerinin dışa odaklı enerji bağımlılıklarını oldukça azaltabilirler. Bunun neticesinde ülkeler kendi ekonomik bağımsızlıklarını elde etmektedirler ve bu enerji türü ülkeyi yerli kaynak kullanımına teşvik etmektedir. [3]
Yenilenebilir enerji fosil yakıt tüketimini azalttığı için çevre ile oldukça uyumlu bir enerji türüdür. Yenilenebilir enerjinin çevre ile oldukça uyumlu olması, iklim değişimine karşı gerçekleştirilen mücadeleye yadsınamaz bir bicimde katkı sağlamaktadır. Bu nedenle çevresel bozulmaları önlemek adına, uygulanabilirliği oldukça yüksek olan bir çözüm olarak göze çarpmaktadır. Yenilenebilir enerji üretimi için yapılan tesis ve benzeri yatırımlar önemli derecede doğrudan istihdam alanları yaratabilir ve bununla birlikte ülkelerin kalkınma düzeyinde hem sosyal hem de ekonomik boyutta bir artış gözlemlenebilir. Bir ülkenin iktisadi olarak büyümesine katkı sağlayacak belirleyici farklı faktörler vardır. Bunlardan bir tanesi de “doğal kaynaklardaki” artışlardır. Bu kaynakların etkili bir şekilde kullanılması iktisadi ve ekonomik büyüme üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.

Grafik 1: Avrupa ve Çin Halk Cumhuriyetine ait olan yatırım değerleri dolar bazında belirtilmektedir (2018)[5]. Kaynak: BNFE.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın 2019 yılında yayınlamış olduğu 2018 yılını içeren raporuna göre, Yenilenebilir Enerji yatırımı gelişmiş ülkelerde 2018 yılında %11’lik bir artış gösterirken, gelişmiş ülkelerde yatırım oranı 136.1 milyar dolara ulaşmıştır. Belirtilen verilere Çin Halk Cumhuriyeti dâhil edilmediğinde bu oran gelişmekte olan ülkeler için 2018 yılında %6’lık bir artış ile yatırım oranı 61.6 milyar dolara tekabül etmiştir. Avrupa’da yapılan yatırımlar 2018 yılında %38 artış göstererek 61.2 milyar dolara ulaşmıştır. Amerika Birleşik Devletleri için bu oran 2018 yılında %1 artış göstererek 48.5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu oran ise ABD’nin 2011 yılından itibaren ulaşmış olduğu en yüksek seviyedir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yapmış olduğu yatırım her ne kadar düşüş yaşamış olsa da 2018 yılında yatırımlarının toplam değeri 91.2 milyar dolara tekabül etmiştir. Son olarak ise Asya ve Pasifik bölgesindeki yenilenebilir enerjiye yapılan yatırım oranları 2018 yılında %6 oranında bir artış göstererek, yatırım seviyesi 44.2 milyar dolara ulaşmıştır ve bu yatırımlara Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan dâhil edilmemiştir. [4].
Dünya genelinde yenilenebilir enerji üzerine yapılan yatırımların büyük çoğunluğunu teknolojik boyutu ile birlikte solar enerji (güneş enerjisi) ve rüzgâr enerjisi kapsamaktadır. Dünya Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın raporuna göre, 2018 yılında ikincil enerji yatırımlarının %48’ini güneş enerjisi, %46’sını ise rüzgâr enerjisi oluşturmaktadır. Yüzdelik oranların dolar bazındaki yatırım değerleri ise, solar enerji için 139.7 milyar dolar, rüzgar enerjisi için ise 134.1 milyar dolar olarak belirtilmektedir. Yayınlanan rapora göre, 2018 yılında gelişmiş ülkeler güneş enerjisi ve rüzgar enerjisine sırasıyla olmak üzere 64.5 ve 62 milyar dolar değerindeki yatırımları ile öncülük ederken, Çin Halk Cumhuriyeti 40.2 ve 50.1 milyar dolar değerinde yapılan yatırımları ile gelişmiş ülkeleri takip etmektedir.
Diğer gelişmekte olan ülkeler ise yatırımlarının çoğunu güneş enerjisi için ayırmaktadır. [4]

Grafik 2: Yenilenebilir enerji çeşitlerine göre yapılan yatırımlar dolar düzeyinde belirtilmektedir (2018) [6]. Grafik 2: Kaynak: BNFE.
KATLANARAK İLERLEYEN BİR BÜYÜME GÖSTERİYOR
Yapılan bu denli büyük hacimli yatırımlar, yenilenebilir enerjinin ne derece önemli olduğunu gözler önüne sererken, dünyanın önde gelen şirketlerinin bu alanda yapmış oldukları ARGE yatırımları ve devletlerin enerji politikalarında uygulamış oldukları değişiklikler bizlere gelecek zaman içerisinde farklı alanlarda oluşabilecek yenilikler hakkında ipucu vermektedir. Takip edildiği üzere rüzgâr tribün, güneş paneli piyasasının yani başında hızla büyümekte olan enerji depolama endüstrisi ve elektrikli araç endüstrisinin gelişimi, yapılan yatırımların daha büyük iş sahalarına yayılacağını bizlere göstermektedir. Örneğin Enerji depolama endüstrisi üzerine yapılan araştırmalar, üretilen pil maliyetlerinde %40’ın üzerinde bir azalmanın olduğunu göstermektedir. [7] Bu denli çevre dostu teknolojik yenilikler tahmin edersiniz ki elektrikli araç endüstrisinde öncü olan Tesla, Byd, Baic, Saic, Nissan, BMW, Volkswagen, General Motors, Toyota ve Mitsubischi gibi kar güden şirketleri harekete geçirtmekte ve bu yönde geniş çaplı adımlar atılmaktadır. [8]
Öncü şirketlerin oluşturduğu ve devletlerin desteklediği yeni iş sahaları ile birlikte, yenilenebilir enerji sektörü ile doğrudan istihdam arasındaki ilişki istatistiksel olarak değerlendirildiğinde, katlanarak ilerleyen bir büyüme görülmektedir. 2016 yılında yenilenebilir enerji alanında dünya genelindeki istihdam alanı 9.8 milyon olmak üzere 1 yıl öncesine oran ile 1,1 artış göstermiştir. [9] 2018 yılında ise doğrudan ve dolaylı olarak dünya üzerinde 11 milyon istihdam alanı vardır.[4] Dünya genelinde Çin Halk Cumhuriyeti, Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan ve Avrupa Birliği olmak üzere en geniş yenilenebilir enerji istihdam alanlarına sahip ülkeler ve bölgelerdir. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın belirlediği dünya genelindeki 11 milyon istihdam alanının yaklaşık 8 milyonluk istihdam alanını bahsi geçen ülkeler ve bölgeler yaratmaktadır.

Grafik 3: Yenilenebilir enerji çeşitlerine göre dünya genelindeki istihdam alanı rakamları.
[10] Kaynak: Irena 2019: Renewable Energy And Jobs – Annual Revıew 2019
TEMİZ ENERJİ, GÜZEL BİR ÇEVRE VE BAĞIMSIZ BİR ÜLKE
Piyasalardaki rekabetçiliğin artış göstermesi istihdam açısından fayda sağlayacaktır. Pozitif bir istihdam etkisi için beşerî sermayenin arttırılması, özellikle gelişmekte olan devletler tarafından genç kuşaklara devlet teşvikli eğitim programları ile donanımlı bir hale getirilmesi, istihdamdan tam verim alınmasını, kalifiyeli eleman yetiştirilmesini ve bu doğrultuda üretimin her kesimde daha efektif bir hale gelmesi sağlayacaktır. Gelişmekte olan ülkelerin yerli üretime yönelmesi ekonomik olarak dışa bağımlığı azaltabileceği gibi, bu doğrultuda genç nesil için yapılandırılacak eğitim politikaları yerel üretim de verimliliği de artıracaktır. Artan üretimdeki verimliliğin gelişmiş ülkelere ve de özellikle gelişmekte olan ülkelere de maddi kazanç elde ettireceğini düşünüldüğünde hem kaynak yeterliliği ortaya çıkacak ve ekonomik olarak dışa bağımlılık azalacaktır hem de bu sayede ülkelerin refah seviyesi yükselecektir. Sonuç olarak gelecek kuşaklara, temiz bir enerji, güzel bir çevre, yeni istihdam alanları, kendi enerjisini üretebilen iktisadi olarak daha bağımsız ve refah düzeyi daha yüksek bir devlet emanet edilebilecektir.
KAYNAKÇA
– [1] https://arena.gov.au/what-is-renewable-energy/
– [2] “Energy and the Natural Environment” by David A. Dobson, Ph.D., Welty Environmental Center Feature Article, accessed July 9, 2009
– [3] https://www.ren21.net/why-is-renewable-energy-important/
– [4] REN21. 2019. Renewables 2019 Global Status Report (Paris: REN21 Secretariat). ISBN 978-3-9818911-7-1
– [5] Grafik 1: BNFE.
– [6] Grafik 2 BNFE.
– [7] Hering, op. cit. note 47.
– [8] James Kennedy, “Could EVs be the secret to a 100% renewable grid?” Sustainable Brands, 31 August 2018,
– https://www.sustainablebrands.com/news_and_views/cleantech/james_kennedy/could_evs_be_secret_100_renewable_grid.
– [9] 8.3 million excluding large hydropower. IRENA, 2017. “Renewable Energy and Jobs, Annual Review.”
– [10] Irena 2019: Renewable Energy And Jobs – Annual Revıew 2019
Henüz yorum yapılmamış.
İlk yorumu siz yapın.